Koronavirüs salgını dolayısıyla yaşadığımız şu mahsur günlerinde çok farklı bir Ramazan’ı tecrübe etmiş bulunmaktayız. Bugüne kadar yapageldiğimiz tüm Ramazan etkinliklerini bir biyolojik savaş sonucu olarak ertelemek, evlerimize kapanmak zorunda kaldık.

Ama MÜMİNLER OLARAK Rabbimizden hayırlar dilemekten vazgeçmedik. Dua ettik, tefekkür ettik, daha büyük sorumluluklarımızın olduğunun bilincine vardık.

Daha çok çalışmamız gerektiğine olan inancımızı pekiştirdik.

Asla ümitsiz olmadık, karamsarlığa düşmedik! O yüzden de bir işi bitirince diğerine yöneldik. Mahsur kalmadan mamur olunamayacağının şuurundaydık.

Her ne kadar imkânlarımız sınırlı olsa da, eğer gönülden ve samimiyetle inanıyorsak, “Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.” (3 Al-i İmran 139) ayeti gereği üstün geleceğimizin farkındaydık.

KÜRESEL İFSAD HAREKETİNİN NE DENLİ TEHLİKELİ OLDUĞUNU, FERT OLARAK, MİLLET OLARAK, ÜMMET OLARAK ve İNSANLIK OLARAK BİZZAT YAŞAYARAK GÖRDÜK!

Ekini ve nesli yok etmek için ne kadar insafsız, izansız, vicdansız olduklarını ve olabileceklerini bir virüs olayı ile yaşayarak bir kez daha teyit ettik.

Eğer bizler, HZ. MUSA’NIN FİRAVUN’A KARŞI verdiği mücadeleyi 21. ASRINFİRAVUN’LARINA KARŞI verirsek, onların bütün çabalarının bir sihirbazlıktan öteye geçemeyeceği görülecektir. Sonları da inşallah SAMİRİ gibi olacaktır.

Hz. Muhammed (sav.)’in stratejik aklını kuşandığımızda, çektiği sıkıntıyı çekmeye talip olduğumuzda, Allah’ın vaadi gerçekleşecek ve Allah, onların kurduğu tuzaklara daha güçlü tuzaklarla cevap verecektir:

O nedenle bu kötü gidişatın değişebileceğine gönülden inanmak ve o inanç çerçevesinde hiç durmaksızın hayırlarda yarışmak, mücadele etmek olmazsa olmazımızdır. Hz. Muhammed (sav.)’in belirttiği gibi, “Barış dönemi bitmiş, mücadele dönemi başlamıştır ve kapkaranlık geceler gibi işlerin karışacağı” bir döneme girilmiştir:

Hz. Muhammed: “Ey insanlar! Sizler sulh ve sükûnet devrindesiniz.

Unutmayalım ki, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den bugüne "Ümmetin Uzun Soluklu Yürüyüşü" kesintisiz olarak devam etmiştir ve de bundan sonra da devam edecektir. 

Bizler de o Hak yolun yolcuları olarak, şer gibi görünen bu mahsur günlerini, hayra çevirmek için mücadeleye daha yoğun bir şekilde devam etmeliyiz. 

Şer diye görünen bu sürecin hayra dönüşeceğine iman edenlerdeniz:

 “…Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” ( 2 Bakara 216)

Hz. Ali'ye sormuşlar:"Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır, yoksa ceza mı?"

İlmin kapısı cevap vermiş: “Eğer bizi Allah'a yaklaştırıyorsa imtihan, uzaklaştırıyorsa cezadır.”

 O NEDENLE “Yeni Bir Dünya İçin Yeni Bir İnsan diyoruz.”

İfsat edicilere karşı, ıslah ediciler olmakla emr’olunduk.

O sebeple öncelikle işe kendimizden başlamalı, muhasebemizi ona göre yapmalıyız:

Allah’a, “insanlığın hayrı” için verdiğimiz çalışma sözümüzü tutmalı, sorumluluğumuzu her zamankinden daha fazla kuşanarak, ifsat edicilerin sözde “Yeni DİJİTAL Dünya Düzeni”ne karşı HAK VE FITRAT MERKEZLİ ADİL BİR DÜNYA DÜZENİ için var gücümüzle -gerektiği gibi- mücadele etmeliyiz:

Rabbimiz;

Unutur ve hata edersek, bizleri BAĞIŞLA... Bizlere MERHAMET et ve ifsat edicilere karşı bizlere YARDIM EYLE!

Şikâyet edenlerden değil, şükredenlerden EYLE! (76 İnsan 3)

Sevdiği şeyleri paylaşarak mutlu olmayı öğrenenlerden EYLE! (76 İnsan 8)

Yaptığı iyiliğin karşılığını, başa kakmayanlardan EYLE! (76 İnsan 9)

Zor şartlarda sabredenlerden EYLE! (76 İnsan 12)

Başına gelenlere sabredenlerden EYLE! (31Lokman 17)

Çalışmayı, gayreti ve emek vermeyi hiç bırakmayanlardan EYLE! (76 İnsan 22)

Allah’ın sınırlarına riayet edenlerden EYLE! (2 Bakara 187)

Kitabı gereği gibi okuyup uygulayanlardan ve uygulanması için gereği gibi mücadele edenlerden EYLE! (2 Bakara 121)

Kuşkuya kapılmayanlardan EYLE (2 Bakara 147)

Başkasının dünyalığı için kendi ahiretini yakmayanlardan EYLE! (Hadis)

Yerin ve vücut organlarımızın şahitlik edeceği o büyük günü sürekli hatırlayanlardan EYLE! (99 Zilzal 1-8, 24 Nur 24, 36 Yasın 65; 41 Füssilet 20-23).

Kendi nefislerimiz aleyhine bile olsa bizi Allah için adil şahitlerden EYLE!

Bir topluluğa olan kinimiz dolayısıyla bizi adaletten ayrılmayanlardan EYLE! (4 Nisa 135, 5 Maide 8)

Bize Allah yeter diyenlerden EYLE! (8 Enfal 62)

YA RABBİ BİZ KARANLIKLARDAN NURA ÇIKAR! (2 Bakara 257)

YA RAB SANA iman ettik, SANA güvendik, SANA dayandık ve YERYÜZÜNDE FİTNE KALMAYINCAYA VE DİN YALNIZCA ALLAH’IN OLUNCAYA KADAR ALLAH UĞRUNDA GEREĞİNCE CİHAD EDENLERDEN EYLE! (2 Bakara 193, 8 Enfal 39; 22/ 78; 67 Mülk 29)

YA RABBİ ALLAH’ın ipine sımsıkı yapışanlardan, dağılıp ayrılmayan, parçalanmayanlardan EYLE! (3 Al-i İmran 103)

YA RABBİ, ÜZERİMİZE SABIR YAĞDIR, AYAKLARIMIZI SABİT KIL, KÂFİRLER, ZALİMLER, MÜŞRİKLER, MÜFSİDLER TOPLULUĞUNA KARŞI BİZE YARDIM EYLE! (2 Bakara 250, 286)

Bu duygu ve düşüncelerle sizlerin, milletimizin ve İslâm âleminin Ramazan Bayramını kutlar sizlere, milletimize, İslâm âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini yüce Allah’tan temenni ederiz…

“Unutmayalım ki, ‘Bir gece iki gündüz arasındadır ve gündüz yakındır!’”